Sana ilk geldiğim günü hatırlıyorum. Hayatında ilk kez
boyundan büyük kararlar vermiş, vermek zorunda bırakılmış, mücadelenin m’sinden
haberi olmayan, ilk kez ana kucağından ayrılan aceminin tekiydim o zamanlar.
Annemin beni sana emanet edişini hatırlıyorum. Her şey bir oyun gibiydi. Ne zaman
anladım bitmiyor oyun, ne zaman anladım benim istediğim gibi işlemiyor ve ne
zaman anladım daha çok uzun sürecek, işte o zaman oturdum ağladım. Dağlarının
arasında kalmak mahpusa düşmekten farksızdı gözümde. Etrafım sarılmıştı. Hadi
git diye meydan okuyan bir tavrın vardı, git bakalım nasıl gideceksin. Ben de
sana meydan okuyordum; gideceğim göreceksin ve ardıma bile bakmayacağım.
Sen kazandın. Tuttun ya beni o yüksek dağlarının arasında,
her biri şefkatle beni saran kolların şimdi. Tuhaf olan sen sardıkça daha da
üşüyen bedenimdi. Havan bile bir şeyler öğretti bana. Direnmeyi, sağlam
kalmayı… Zamanla anladım. Annem korkmuş da sanki beni zorluklarla
karşılaştırmaktan, sana göndermişti. Döve döve seven bir ana oldun bana.
Önce yalnızlığı öğrettin, hem de en beterinden, sonra
insanlara nasıl güvenebileceğimi ve nasıl bağlanacağımı. Önce memleketimle
mesafeler koydun arama sonra özlemin ve değer vermenin tanımını yaptın bana.
Önce tüm zorlukları serdin önüme sonra sabrı öğrettin ve duydum seni, içten içe
hep öğütledin “Sabır. Sabır. Sabır.” Sabrı sende öğrendim.
Ben sana geldiğimde kördüm. İnanır mısın ancak açılıyor
gözlerim. İlk kez daha bendesin ve ben ilk kez bu kadar sende olduğumu
hissediyorum. Dehşet bir vefayla bağlanıyorum sana. Vesilenle gelen tüm zorluk
ve geceler, yaşanılan her an, kazanılan her dost, edilen her sohbet ve geçilen
her sokak için şükrediyorum Rabbime.
Olmuyor şimdi. Gözlerini diktin yine gözlerime, dağların
ardını gösteriyorsun. Git diyorsun, kovuyorsun. Önce bu kadar basıp bağrına
sonra nasıl da gönderebiliyorsun beni. Bu kadar alışmışken sana. Denize hasret
kaldığım, yeşiline hayran olduğum şehir. Ben sende büyüdüm ve inan bana sen de
benimle büyüdün. Hep küçük dediler ya sana, sende yaşadığım her an ve her
insanla bir boy daha attın. Her insan bir dünyaysa şayet benim dünyamda yerin
çok büyük ve artık içime her dönüp baktığımda bulabileceksem seni, veda
etmiyorum. Sen artık gurbet değilsin,
içimde yeşil bir memleket...
Biz özlemin değerini anladık zamanla, özlemenin ve biri tarafından özlenmenin... Şimdi bitiyor mu özlemler ? Hayır bir yenisi ekleniyor. Ve yeni bir şehir, yeşil liman seni bekliyor...
YanıtlaSilözlemek güzeldir, yaşadıkça öğrendik:) bu liman güzel hem, yenisinde gözüm yok:))
YanıtlaSilözlemek bir yerlere bağlanabildiğimi hatırlatıyor bana bir yerlere bağlanabilmek de hala sevebiliyor olduğumu. :) Boluyu özlemek de ne çok insanı sevdiğimi hatırlatıyor çok özledim bee!
YanıtlaSil